Suikastin Perde Arkası

SULTAN ABDÜLHAMİD HAN’A YAPILAN SUİKASTİN PERDE ARKASI

Osmanlı Devleti’nin siyasi manada çalkalandığı, askeriyenin zaafa uğradığı, sosyal ve iktisadi hayatın bozulduğu, âdeta devletin büyük bir girdaba sürüklendiği yıllarda tahta çıkan İkinci Abdülhamid Han, bu gidişatı tersine çevirmek istiyordu. Otuz küsur yılını devletine ve milletine hasreden sultanın teşebbüslerine karşılık dünyayı yönetmeye aday mihraklar, onu tahttan indirmek, şahsî ve siyasî kimliğini zedelemek istiyorlardı. Sultanın şahsına yapılan bu fiili girişimlerden en dikkat çekeniyse Yıldız Suikastı olarak tarihe geçen bomba hadisesidir.

21 Temmuz 1905’te Yıldız Camii avlusunda patlatılan bombayla, asker ve sivil 26 kişi ölmüş, 58 kişi de yaralanmıştı. Asıl hedef ise “bir lahza-i teahhur” eseri olarak yara almadan suikastı atlatan Sultan İkinci Abdülhamid Han’dı. Suikastçılara göre padişah, Cuma günü Yıldız Camii’nde namazını eda ettikten sonra caminin iç kapısına geliyor, binek taşından arabasına biniyor ve askerî merasimle avludan çıkıp saraya dönüyordu. Yapılan hesaba göre bütün bu hareket avlu kapısına dek tam bir dakika 42 saniyede gerçekleşiyordu. 21 Temmuz Cuma günü arabalar arasına yerleştirilen bir arabaya monte edilen bomba bir dakika 42 saniyeye ayarlanmıştı!

Cuma namazı sonrası Yıldız Camii’nde büyük bir gürültüyle patlayan bomba, sadece İstanbul’da ses getirmemiş dünya gündeminde de büyük bir yankı uyandırmıştı. Sultan, sıcağı sıcağına patlamanın keyfiyeti, saldırıya katılanların kimliklerinin tespiti için Necib Melhame Paşa başkanlığında bir tahkikat komisyonu kurdurdu. Hadisenin küçük bir serserilik yahut maceraperestlik değil, ciddi ve milletlerarası örgütlenmiş bir komitanın işi olduğu anlaşıldı. Komisyon üç ay boyunca ele geçirilebilen bütün mücrimleri sorguladı ve 1000 sayfayı bulan bir rapor hazırladı. Daha sonra bu hacimli rapor elden geçirilerek yaklaşık 80 sayfalık bir fezleke haline getirildi.

Suikastın Perde Arkası adıyla Harun Tuncer tarafından yayına hazırlanan bu fezleke İkinci Abdülhamid Han’ın hayatına kasteden bir suikast teşebbüsünün ardından yapılan tahkikatın özetidir. Herkesin rahatlıkla anlayabilmesi için günümüz Türkçesine uyarlanan bu çalışmada Yıldız Camii avlusunda bomba yüklü arabayı infilak ettirerek padişahın canına kıymak isteyen bozguncuların bu hunhar cinayeti nasıl planladıkları, faillerin kimler olduğu, uluslararası karanlık irtibatları, cinayete karışan, kapıcıdan kahveciye, arabacıdan gümrükçüye her bir şahsın nasıl bir dikkatle sorgulandığı ortaya konuyor.

Hamidiye Kitaplığı markasıyla yayınladığımız bu eser, tarihi fotoğraflarla zenginleştirildi ve kaliteli bir şekilde basıldı. Kitabı okurken bazen bir dedektiflik romanı havasına kapılacak, dedektiflerin kıvrak ve parlak zekasına hayran kalacak ve bazen de macera dolu firar ve ölümlere şahitlik edeceksiniz. Bir padişahı hedef alan bombanın birkaç masumu öldürmekten çok daha öte manalar taşıdığını göreceksiniz.