Size daha iyi hizmet verebilmek için çerezleri kullanıyoruz.
Yeni online gizlilik yönetmeliğine uyum için bengizlilik düzenlemelerini ve çerez kullanımı kabul ediyorum."
Osmanlı Fıkraları.
SKU
270518
Özel fiyat
€1,50
Standart Fiyatı
€4,14
Stokta var
Osmanlı Fıkraları
Mizâh, bilgi ve zekâ keskinliği ile karışık, edebî bir ifâde yoludur. Onun sermâyesi şaka ve nükte sûretinde ince alay, tenkîd, takdîr ederek tekdîr ve tenkîd ifâde eden övme ve eğlencedir. Kelime karşılığı latîfe veyâ nükte olan fıkranın edebî bir kıymeti, yâni letâfeti olduğu kadar zarâfeti de olması lâzımdır. Latîfeler hoşa gidecek ve ekseriyâ gülünecek sözlerdir. Fakat bunların içinde hikmet düstûru sayılacak pek çok yüksek söz, ibret dersi ve alınacak hisse vardır. Öteden beri her kavmin edebiyatçı ve hikmet sâhibi kimseleri, ciddî bir dille anlatılamayacak hikmet ve öğütleri, bâzen alay ve mizâh sûretinde fıkralarla halka telkine, bu yolla ahlâkı süslemeye ve gâfilleri uyarmaya gayret etmişlerdir. Bu sebeple latîfeler hem gönülleri şenlendirme vesîlesi olması, hem de ibret almayı, hakîkatleri öğrenmeyi sağlaması yönüyle eğlencelerin faydalı kısmındandır.
Yavuz Sultan Selim Han, yapacağı seferleri gizli tutardı. Bir sefer hazırlığı sırasında vezirlerden biri seferin nereye yapılacağını merakla sorunca, ona: ?Söyle bakalım vezirim, sen sır saklamasını bilir misin?? dedi. Vezir de: ?Elbette hükümdârım, bilirim ve aslâ kimseye de söylemem. deyince sultan şöyle cevap verdi:
Ben de bilirim.
Osmanlılar devrinde de hiciv ve latîfe yaygındı. Nüktedanlık, bir edebî sâha olarak devlet adamlarından ulemâya kadar her kesim içinde, her kademede yer bulmuştur. İnsanlar, kendilerini edebî bir üslûb ile tenkîd edene karşı, kabalıkla cevap vermeyi âdetâ edep dışı kabul ettiklerinden, ya o anda ya da zamanı geldiğinde latîfe ile cevâb vermeyi yine bir edep ölçüsü kabul etmişlerdir. Osmanlı târihinden seçtiğimiz, padişahlardan sadrazamlara, vezirlerden paşalara, ulemadan sıradan bir Osmanlı vatandaşına kadar her kademeden Osmanlı insanının ince ve kıvrak zeka ürünü olan bu fıkra ve nükteleri okurken neşeleneceğiniz, aynı zamanda da ibret alacağınız kanâatindeyiz.
Mizâh, bilgi ve zekâ keskinliği ile karışık, edebî bir ifâde yoludur. Onun sermâyesi şaka ve nükte sûretinde ince alay, tenkîd, takdîr ederek tekdîr ve tenkîd ifâde eden övme ve eğlencedir. Kelime karşılığı latîfe veyâ nükte olan fıkranın edebî bir kıymeti, yâni letâfeti olduğu kadar zarâfeti de olması lâzımdır. Latîfeler hoşa gidecek ve ekseriyâ gülünecek sözlerdir. Fakat bunların içinde hikmet düstûru sayılacak pek çok yüksek söz, ibret dersi ve alınacak hisse vardır. Öteden beri her kavmin edebiyatçı ve hikmet sâhibi kimseleri, ciddî bir dille anlatılamayacak hikmet ve öğütleri, bâzen alay ve mizâh sûretinde fıkralarla halka telkine, bu yolla ahlâkı süslemeye ve gâfilleri uyarmaya gayret etmişlerdir. Bu sebeple latîfeler hem gönülleri şenlendirme vesîlesi olması, hem de ibret almayı, hakîkatleri öğrenmeyi sağlaması yönüyle eğlencelerin faydalı kısmındandır.
Yavuz Sultan Selim Han, yapacağı seferleri gizli tutardı. Bir sefer hazırlığı sırasında vezirlerden biri seferin nereye yapılacağını merakla sorunca, ona: ?Söyle bakalım vezirim, sen sır saklamasını bilir misin?? dedi. Vezir de: ?Elbette hükümdârım, bilirim ve aslâ kimseye de söylemem. deyince sultan şöyle cevap verdi:
Ben de bilirim.
Osmanlılar devrinde de hiciv ve latîfe yaygındı. Nüktedanlık, bir edebî sâha olarak devlet adamlarından ulemâya kadar her kesim içinde, her kademede yer bulmuştur. İnsanlar, kendilerini edebî bir üslûb ile tenkîd edene karşı, kabalıkla cevap vermeyi âdetâ edep dışı kabul ettiklerinden, ya o anda ya da zamanı geldiğinde latîfe ile cevâb vermeyi yine bir edep ölçüsü kabul etmişlerdir. Osmanlı târihinden seçtiğimiz, padişahlardan sadrazamlara, vezirlerden paşalara, ulemadan sıradan bir Osmanlı vatandaşına kadar her kademeden Osmanlı insanının ince ve kıvrak zeka ürünü olan bu fıkra ve nükteleri okurken neşeleneceğiniz, aynı zamanda da ibret alacağınız kanâatindeyiz.
Marka | Hasbahçe Kitaplığı |
---|---|
Yazar | Ömer Faruk Yılmaz |
isbn | 9789944905299 |
Dil | Türkçe |